SESSİZLİĞİN ADI; YETİMLİK

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2025 18:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2025 18:24

Yetimlik, yüksek sesle söylenmeyen bir kelimedir.

Bir çocuğun geceleri yastığına fısıldadığı, kimsenin duymadığı bir kelime…

Anne ya da babasını toprağa veren bir çocuk, sadece bir insanı değil, çocukluğunu da kaybeder. O günden sonra gülüşleri eksik, sevinçleri yarımdır. Herkes gülerken o susmayı öğrenir. Çünkü yetimlik, sevinci bile temkinle yaşamaktır

Bayram sabahları bunun en acı tanığıdır.

Herkes yeni elbiselerini giyerken, yetim bir çocuk aynaya bakar ama kendini eksik görür. Çünkü aynada gördüğü şey yalnızca kendisi değildir; sarılacak bir anne, elinden tutacak bir baba da yoktur. Bayram şekeri tatlıdır ama yetimin boğazından geçerken düğümlenir.

Ramazan sofralarında ezanlar okunur, oruçlar açılır. Baba, hurmayı çocuğun ağzına uzatır…

Yetimin sofrasında ise bir sandalye hep boştur. O boşluk ne yemekle dolar ne de zamanla. Yetim iftarını yapar ama yüreği hep açtır.

Yetimler güçlü görünür.

Çünkü ağlamayı erken, susmayı daha da erken öğrenirler. Kimse üzülmesin diye gözyaşlarını içine akıtırlar. Ama her “iyiyim” deyişlerinde biraz daha eksilirler.

İşte bu yüzden yetime sahip çıkmak sadece bir yardım faaliyeti değildir. Yetimi mutlu etmek, kırılmış bir kalbi onarmaktır. Bir baş okşamak “Buradayım” demektir. Bir hediye “Seni görüyorum” demektir. Bir ziyaret “Yalnız değilsin” demektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v), yetimin başını okşamayı cennetle müjdelemiştir. Çünkü yetimin başına dokunan el, aslında Allah’ın rahmetine dokunur. Yetime sahip çıkan, kendi kalbini de iyileştirir.

21 Aralık Pazar günü mübarek üç ayların başlangıcına giriyoruz.

25 Aralık Perşembe akşamı ise Regaib Kandili’ni idrak edeceğiz. Bu mübarek zamanlar, vicdanın sesinin yükseldiği, kalplerin yumuşadığı zamanlardır. Üç aylar; paylaşmanın, merhametin ve affın mevsimidir.

Özellikle bu aylarda yetimleri sevindirmek, yapılan her iyiliği daha da anlamlı kılar. Bir yetimin yüzünde oluşan tebessüm, bazen sayfalar dolusu duadan daha kıymetlidir. Ramazan Bayramı’nı huzur ve sevinç içinde geçirebilmeleri, kendilerini unutulmuş hissetmemeleri bizim elimizdedir.

Bayram, yetim için sadece takvimde bir gün değildir.

Hatırlanıp hatırlanmadığını ölçtüğü bir gündür. Kapısı çalınırsa bayram olur. Çalınmazsa sadece bir gün daha geçer.

Bu Ramazan’da ve bu bayramda bir yetimin kapısını çalalım. Bir çocuğun gözlerinde sevinci, kalbinde umudu yeşertelim. Çünkü yetimlik yalnız oynanan bir oyundur…

Ama biz o oyunu sevgiyle, merhametle ve paylaşarak bitirebiliriz.

Bir yetimi mutlu edelim.

Belki de o gün, en çok bizim kalbimiz bayram eder.

Bu vesileyle tüm okurlarımızın mübarek üç aylarını ve Regaib Kandili’ni tebrik ediyor, bu müstesna zamanların milletimize ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini diliyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.