Mavi Vatan Destanı:

Hesaplaşma Vakti

Büyük hesaplaşma yaklaşıyor…

Bugün hâlâ sosyal medyada “ekonomi kötü, dolar yükseldi, hayat pahalandı” diyerek oyalananlar var.

Oysa bilmedikleri ya da görmek istemedikleri bir gerçek var: Türkiye, sıradan bir kavganın değil, tarihinin en büyük jeopolitik savaşının eşiğinde. Bu artık bir geçim derdi değil, bir beka davasıdır. Çünkü mesele Türk’ün geleceği, milletin bağımsızlığı, evlatlarımızın istikbalidir.

Güney sınırlarımızda yıllardır kurulmak istenen terör koridoru, Mehmetçik’in bileğiyle, Türk devlet aklının kudretiyle paramparça edildi.

Amerika’nın taşeron örgütleri birer birer çökertildi. Hainlerin yuvaları darmadağın oldu. O dağlarda, o çöllerde artık sadece Türk’ün nefesi esiyor.

Doğuda, Zengezur hattında Türk dünyasıyla yeniden kavuşan damar açıldı. Azerbaycan ile omuz omuza kurulan bu köprü sadece bir yol değil, bin yıllık bir hayalin gerçeğe dönüşmesidir. Türk’ün torunu atasıyla buluşmuş, coğrafyanın kalbine Türk’ün mührü yeniden vurulmuştur.

Kuzeyde, Karadeniz’in hırçın sularında Türkiye, Montrö’nün hakkını korumuş, Batı’nın bütün hesaplarını boşa çıkarmıştır. Bugün Karadeniz bir savaş alanına dönüşmemişse, bu Türk’ün kudreti sayesindedir.

Şimdi sıra Akdeniz’dedir.

Ege’nin dalgalarıyla, Doğu Akdeniz’in derinlikleriyle Türkiye’nin yeni sınavı başlamaktadır.

Yunanistan, arkasına Avrupa’yı ve Amerika’yı alarak efeleniyor. Enerji savaşlarıyla Türkiye’yi kıyılarından hapsetmeye, denizlerde zincire vurmaya kalkıyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var: Türk milleti zincir kabul etmez. Bu topraklar, bu denizler, bu mavi ufuklar Türk’ün namusudur. Ve namus, bedeli ne olursa olsun korunur.

Mavi Vatan, sadece bir strateji değil, Türk milletinin şerefidir. Bu millet, bin yıldır Alparslan’dan Mustafa Kemal’e kadar defalarca toprağını kanıyla suladı, bir kez daha gerekirse aynı bedeli öder.

Sosyal medya kapansa, olağanüstü hâl ilan edilse, bir gece bütün perdeler kapanırsa şaşırmayın. Çünkü bu devlet, büyük hesaplaşmaya hazırlanıyor. Ve o hesaplaşma Akdeniz’in dalgalarıyla, Ege’nin ufuklarında başlayacaktır.

Unutmayın:

Türk milleti aç kalır, susuz kalır, ama asla esir olmaz. Türk, gerektiğinde canını verir ama bir karış vatan toprağını düşmana bırakmaz. Bu millet, tarih boyunca nice imparatorluklara diz çöktürdü, nice orduları yerle bir etti. Bugün de yarın da aynı iradeyle yoluna devam edecektir.

Büyük hesaplaşma yaklaşıyor ve o gün geldiğinde Türk milleti yine ayağa kalkacak, göğsünü siper edecek ve dünyaya bir kez daha haykıracaktır: “Bu vatan bizimdir, bu denizler bizimdir, bu istiklal bizimdir!”