Artık kimse “yalnızım” demiyor.Çünkü herkesin elinde bir meşguliyet var.
Sürekli bir telaş, sürekli bir hareket.Sanki durursak hayat bizsiz devam edecekmiş gibi…
Oysa insan, hiçbir yere yetişemediği bir hızın içinde sadece kendini kaybediyor.
Günümüz insanı, sessizlikten korkuyor.Çünkü sessizlik, düşünmeyi hatırlatıyor.
Kendisiyle yüzleşmeyi, geçmişi, pişmanlıkları, eksik kalan cümleleri…O yüzden hep bir uğraş buluyoruz kendimize.
Telefonlar, ekranlar, işler, sosyal maskeler…Hepsi birer kaçış aslında.Yorgunuz ama durmayı bilmiyoruz; meşgulüz ama anlamı unuttuk.
Eskiden insanlar bir kahvenin yanında konuşurdu, şimdi herkesin konuşması ekrana sığdı.Bir zamanlar dostluklar sohbetle büyürdü,
şimdi bildirimlerle besleniyor.Ama hiçbir “bildirim” bir insan sesinin yerini tutmuyor.
Çünkü meşguliyet ses çıkarır; ama sessizlik anlam üretir.
Biz anlamı kaybettik.Çünkü anlam, hep durduğumuz yerlerde filizlenirdi.
Bir akşamüstü cam kenarında düşünürken,bir sessizlikte içimizle barışırken…
Şimdi o anları da “verimsiz” buluyoruz.Oysa insan bazen hiçbir şey yapmadığında bile kendini tamamlar.
Yalnızlığın yeni adı gerçekten meşguliyet oldu.Ama bu yalnızlık, odalarda değil; kalplerin içinde yaşanıyor.
Bir odada bin kişiyle konuşabiliyoruz ama kendimizle bir cümle kuramıyoruz.Bir gün boyunca yüzlerce şeye dokunuyoruz ama kimseye dokunamıyoruz.
İletişim çoğaldı, temas azaldı.
Bir toplum ne kadar meşgulse, o kadar duygusuzlaşır.Çünkü insan, düşünmeye vakit bulamadığı yerde hissedemez.
Ve hissedemeyen toplumlar, en sonunda unutur:neye üzüldüğünü, neye sevindiğini, neye inandığını…
Oysa bazen durmak, ilerlemenin en insanca hâlidir.
Bir çayın demlenmesini beklerken sabrı,bir cümleyi susarak dinlerken sevgiyi,
bir nefesi derin alırken huzuru hatırlarız.Durmak kayıp değil, insan kalabilmenin en sade yoludur.
Şimdi belki hepimizin kendine sorması gereken tek soru şu:
Gerçekten meşgul müyüz, yoksa sadece kaçıyor muyuz?
İsmail ACAR
31.10.2025
Her yazı, bir yolculuktur. Bu yolculukta okurun sesi, yazarın pusulasıdır.
Görüş ve önerilerinizi benimle paylaşabilirsiniz: ismailacar@74haber.com
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmail Acar
Yalnızlığın Yeni Adı: Meşguliyet
Yalnızlığın Yeni Adı: Meşguliyet
Artık kimse “yalnızım” demiyor.Çünkü herkesin elinde bir meşguliyet var.
Sürekli bir telaş, sürekli bir hareket.Sanki durursak hayat bizsiz devam edecekmiş gibi…
Oysa insan, hiçbir yere yetişemediği bir hızın içinde sadece kendini kaybediyor.
Günümüz insanı, sessizlikten korkuyor.Çünkü sessizlik, düşünmeyi hatırlatıyor.
Kendisiyle yüzleşmeyi, geçmişi, pişmanlıkları, eksik kalan cümleleri…O yüzden hep bir uğraş buluyoruz kendimize.
Telefonlar, ekranlar, işler, sosyal maskeler…Hepsi birer kaçış aslında.Yorgunuz ama durmayı bilmiyoruz; meşgulüz ama anlamı unuttuk.
Eskiden insanlar bir kahvenin yanında konuşurdu, şimdi herkesin konuşması ekrana sığdı.Bir zamanlar dostluklar sohbetle büyürdü,
şimdi bildirimlerle besleniyor.Ama hiçbir “bildirim” bir insan sesinin yerini tutmuyor.
Çünkü meşguliyet ses çıkarır; ama sessizlik anlam üretir.
Biz anlamı kaybettik.Çünkü anlam, hep durduğumuz yerlerde filizlenirdi.
Bir akşamüstü cam kenarında düşünürken,bir sessizlikte içimizle barışırken…
Şimdi o anları da “verimsiz” buluyoruz.Oysa insan bazen hiçbir şey yapmadığında bile kendini tamamlar.
Yalnızlığın yeni adı gerçekten meşguliyet oldu.Ama bu yalnızlık, odalarda değil; kalplerin içinde yaşanıyor.
Bir odada bin kişiyle konuşabiliyoruz ama kendimizle bir cümle kuramıyoruz.Bir gün boyunca yüzlerce şeye dokunuyoruz ama kimseye dokunamıyoruz.
İletişim çoğaldı, temas azaldı.
Bir toplum ne kadar meşgulse, o kadar duygusuzlaşır.Çünkü insan, düşünmeye vakit bulamadığı yerde hissedemez.
Ve hissedemeyen toplumlar, en sonunda unutur:neye üzüldüğünü, neye sevindiğini, neye inandığını…
Oysa bazen durmak, ilerlemenin en insanca hâlidir.
Bir çayın demlenmesini beklerken sabrı,bir cümleyi susarak dinlerken sevgiyi,
bir nefesi derin alırken huzuru hatırlarız.Durmak kayıp değil, insan kalabilmenin en sade yoludur.
Şimdi belki hepimizin kendine sorması gereken tek soru şu:
Gerçekten meşgul müyüz, yoksa sadece kaçıyor muyuz?
İsmail ACAR
31.10.2025
Her yazı, bir yolculuktur. Bu yolculukta okurun sesi, yazarın pusulasıdır.
Görüş ve önerilerinizi benimle paylaşabilirsiniz: ismailacar@74haber.com