İnsanı yaşatan nedir? Yalnızca soluk alıp vermek mi, yoksa nefese anlam katan değerler mi?
Hayat bize gösteriyor ki insan, bedeninden çok kalbiyle yaşar; kalbi diri tutan ise merhamet, adalet, vefa, sabır ve umuttur.
Merhamet, bir annenin gözyaşını dindiren evladında, bir çocuğun başını okşayan yabancının avucunda filizlenir. İnsanı insana bağlayan en sessiz köprüdür.
Adalet, güçlüden yana değil; haklıdan yana olabilmektir. Çoğunluğun sustuğu yerde bile “hayır, bu doğru değil” diyebilmektir.
Vefa, birlikte yürünmüş yolları yarı yolda bırakmamak, dün paylaşılan bir ekmeğin hatırını bugün de taşıyabilmektir.
Sabır, zamana tahammül edebilmek, fırtına dinince gökkuşağını görmeyi ummaktır.
Umut ise insanın içindeki en büyük sırdır; karanlığın ortasında bile sabahı hayal edebilmektir.
Toplumun en çok ihtiyacı olan da işte budur: Bu değerleri yeniden hatırlamak, kalplerimizi onlarla beslemek. Çünkü şehirler büyüyor, yollar uzuyor, imkânlar çoğalıyor ama değerlerden uzaklaştıkça ruhlarımız küçülüyor. İnsan, değerleriyle insandır; onsuz kalabalıklar içinde bile yapayalnızdır.
Ve bütün bu değerleri hayata geçirebilmek için bir şey daha gerekir: Cesaret. Merhameti göstermek, adaleti savunmak, vefayı korumak, sabrı taşımak, umudu büyütmek… Hepsi cesaretle mümkündür. Cesaret, yalnızca büyük meydanlarda değil; bazen küçük bir sözde, bir selamda, bir adımda gizlidir.
Hayat, bir sahne gibidir; kenardan bakıldığında sadece başkalarının oyununu seyredersin. Oysa gerçek olan, sahneye çıkıp kendi rolünü oynamaktır. İşte o an değerler hayata karışır, o an insan gerçekten yaşamaya başlar. Ve bazen bir tek adım, bir ömür boyu pişmanlıktan daha değerlidir.
İşte bu noktada küçük bir sır: Uzaktan bakmak yetmez; içine karışmak gerekir. Çünkü değerler, sadece içimizde saklandığında eksik kalır. İnsan, onları cesaretle yaşadığında hayat bulur. Ve unutma: İnsanı yaşatan, seyrettikleri değil; cesaretle yaşadıklarıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmail Acar
İnsanı Yaşatan Değerler
İnsanı Yaşatan Değerler
İnsanı yaşatan nedir? Yalnızca soluk alıp vermek mi, yoksa nefese anlam katan değerler mi?
Hayat bize gösteriyor ki insan, bedeninden çok kalbiyle yaşar; kalbi diri tutan ise merhamet, adalet, vefa, sabır ve umuttur.
Merhamet, bir annenin gözyaşını dindiren evladında, bir çocuğun başını okşayan yabancının avucunda filizlenir. İnsanı insana bağlayan en sessiz köprüdür.
Adalet, güçlüden yana değil; haklıdan yana olabilmektir. Çoğunluğun sustuğu yerde bile “hayır, bu doğru değil” diyebilmektir.
Vefa, birlikte yürünmüş yolları yarı yolda bırakmamak, dün paylaşılan bir ekmeğin hatırını bugün de taşıyabilmektir.
Sabır, zamana tahammül edebilmek, fırtına dinince gökkuşağını görmeyi ummaktır.
Umut ise insanın içindeki en büyük sırdır; karanlığın ortasında bile sabahı hayal edebilmektir.
Toplumun en çok ihtiyacı olan da işte budur: Bu değerleri yeniden hatırlamak, kalplerimizi onlarla beslemek. Çünkü şehirler büyüyor, yollar uzuyor, imkânlar çoğalıyor ama değerlerden uzaklaştıkça ruhlarımız küçülüyor. İnsan, değerleriyle insandır; onsuz kalabalıklar içinde bile yapayalnızdır.
Ve bütün bu değerleri hayata geçirebilmek için bir şey daha gerekir: Cesaret. Merhameti göstermek, adaleti savunmak, vefayı korumak, sabrı taşımak, umudu büyütmek… Hepsi cesaretle mümkündür. Cesaret, yalnızca büyük meydanlarda değil; bazen küçük bir sözde, bir selamda, bir adımda gizlidir.
Hayat, bir sahne gibidir; kenardan bakıldığında sadece başkalarının oyununu seyredersin. Oysa gerçek olan, sahneye çıkıp kendi rolünü oynamaktır. İşte o an değerler hayata karışır, o an insan gerçekten yaşamaya başlar. Ve bazen bir tek adım, bir ömür boyu pişmanlıktan daha değerlidir.
İşte bu noktada küçük bir sır: Uzaktan bakmak yetmez; içine karışmak gerekir. Çünkü değerler, sadece içimizde saklandığında eksik kalır. İnsan, onları cesaretle yaşadığında hayat bulur. Ve unutma: İnsanı yaşatan, seyrettikleri değil; cesaretle yaşadıklarıdır.