Gençlik Bir Umut Değil, Bir İrade Meselesidir

Yazının Giriş Tarihi: 19.05.2025 10:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.05.2025 11:06

Bir millet düşünün…
İşgal altına alınmış, orduları dağıtılmış, umudu tükenmiş.
Ve bir lider düşünün…
Gözleri umutla parlayan, yüreği millet sevgisiyle çarpan.

19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru Samsun’a yalnızca Mustafa Kemal Paşa’yı taşımadı; o vapur, bir milletin haysiyetini, özgürlük tutkusunu ve en önemlisi gençliğe olan inancını taşıdı.

Bu tarihten tam 106 yıl sonra bugün, bizler 19 Mayıs’ı kutlamıyoruz sadece; bu günü her yıl yeniden anlamaya çalışıyoruz. Çünkü 19 Mayıs, sadece bir başlangıç değil, bir anlayış biçimidir:
Milleti geleceğe taşıyacak olan gençliğe duyulan güvenin, bir millete yeniden umut olmanın tarihidir.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, çoğu zaman törensel bir metin gibi okunur. Oysa her cümlesi, zamana meydan okuyan bir pusuladır:
“Bir gün, bağımsızlık ve Cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen…”
Bu, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Ve o sorumluluk, gençliğin omuzlarına bırakılmış bir emanettir.

Bugünün gençliği, o günün gençliğinden çok farklı bir çağda yaşıyor.
Bir yanda bilgiye saniyeler içinde ulaşabilen, teknolojiyi bir araç değil adeta bir uzvu gibi kullanan gençler…
Diğer yanda yalnızlaşan, kimlik arayışı içinde kaybolan, görünür olmak uğruna kendinden uzaklaşan ruhlar…

Ama çağ ne kadar değişirse değişsin, gençliğin asli gücü değişmez:
Adalet duygusu, vicdanı, cesareti ve hayalleri.

Çünkü genç olmak; sadece yaşla ilgili bir şey değildir.
Gençlik, bir ruh halidir.
Yanlışa itiraz eden, doğruyu arayan, mücadeleden korkmayan bir duruştur.
Ve işte tam da bu yüzden, 19 Mayıs sadece gençlerin değil, gönlü genç kalanların bayramıdır.

Bugün ülkemizde nice genç, girişimcilik hayalleri kuruyor…
Kimi yazılımla, kimi sanatla, kimi sahada emekle, kimi bilimle bir gelecek inşa etmeye çalışıyor.
Ama aynı zamanda; birçok genç işsizlikle, umutsuzlukla, yalnızlıkla, anlaşılmamışlıkla da mücadele ediyor.

O hâlde biz büyüklere düşen görev; yalnızca gençlerden “vatansever” olmalarını beklemek değil, aynı zamanda onların yanında yürümek, onları dinlemek, onlara güvenmektir.

Çünkü tarih bize şunu öğretti:
Bir milletin gerçek gücü, tankta tüfekte değil; gençlerinin inancında, idealizminde ve vicdanındadır.

Sevgili genç kardeşim,
Bu topraklarda doğmuş olman, sana sadece bir kimlik değil; aynı zamanda bir görev de verir.
Senin yüreğinle şekillenecek bu memleketin yarını.
Senin bakışınla aydınlanacak bu milletin yönü.
Ve senin hayalinle büyüyecek bu ülkenin umudu.

19 Mayıs, sadece geçmişi hatırlama günü değil…
Kendine sorma günüdür:
Ben bu emanete ne kadar sahip çıkıyorum?
Ben, bu ülkenin geleceğine ne katıyorum?

Bir genç olarak belki gücün sınırlı, imkanların kısıtlı olabilir.
Ama şunu unutma:
Bir hayal, bir milleti ayağa kaldırabilir.
Bir kıvılcım, karanlık bir çağı yakabilir.
Bir genç, tarihi yeniden yazabilir.

Bu bilinçle;
Nice 19 Mayıslara, nice özgür yarınlara birlikte yürüyelim.

Bayramın kutlu olsun Türkiye…
Gençliğin kıymetini bilen, gençliğiyle yükselen güzel ülkem…

İsmail ACAR-19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Özel Köşe Yazısı

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.